27 Mayıs 2019 Pazartesi

Kabalık, Kibir, Kin - Didem'in Gözünden


1 ay 7 gün sonra, yeniden merhaba... :) Didem'in Gözünden'de yine bir tespit ve tahammül edememe meselesi diyebileceğim bir yazım ile karşınızda olmaya çalışacağım. Bundan önceki yazımı, burada bulabilirsiniz. Şimdiki yazım ondan yine apayrı olsa da, bu tarz yazıları da o tarz yazıları da yazmayı seviyorum burada diyelim. :)

Umarım okurken kendi fikirlerinizden bir parça bulursunuz ve de bu tahammül edemediğimiz özellikleri bulunanlar da nasıl rahatsız bir durum ortaya çıkardıklarını anlayıp kendilerini değiştirmeyi düşünebilirler... (: İyi okumalar...




Bu yazım için şimdilik 3K diyebileceğimiz konuları ele alacağım kendimce; Kabalık, Kibir ve Kin üçlüsü, bir arada da ayrı ayrı da kişilerde şekil bulan, kişilere sıfat olarak yüklenen kelimeler. Kaba insan, Kibirli İnsan, Kindar İnsan gibi. "Kabalığa tahammül edebilirim ama kibir ve kin'e tahammül edemem" diyenler oldukça çok sayıda olabilir ama ben diğerlerine tahammül duyamadığım gibi kabalığa da tahammül edemiyorum ne yazık ki...

Bunları konu almak istememin sebebi; Nisan ayından beri sosyal medyadan da çevremdekilerden de karşılarındakilerin kalplerini ve de inandığı değerleri hiçe sayıp kabalıklarına başvurmayı daha da artırmalarını, kibir-kin ikilisini de ekleyip işi öyle akılalmaz boyuta nasıl erdirebildiklerini hayretle izliyor olmam...

Size bu konuda oluşan fikirlerimi bir formüle sığdırarak da anlatacak olursam; 3K = Kusursuz olduğunu düşünme hali, derim. 3K'dan sadece birine bile sahip olduğunu düşündüğüm kişilerin hal ve hareketleri, kusursuz olduklarını düşündüğünü gösteriyor. O kadar kusursuzlar ki, çoğu yaptığının farkında bile değil. 3K ile ne kalpler kırdığını, kimleri kendilerinden uzaklaştırdığını ve ne kadar haksız olduğunu umursamıyor bile. Çünkü onlar kusursuz, her ne yaparlarsa yapsınlar haklılar ve ne özür dilemek ne de gönül almak onlara göre değil...

Kibir'in TDK anlamına bakacak olursak; "Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik, gurur" diye açıklıyor TDK

Kibirli bir insana zaten kusursuz olduğunu anlatamayız bu tanıma göre de değil mi? Oysa sadece düşünseler yaşadıklarına göre, "Ben nasıl bir insanım ki, herkesle kavga ediyorum veya herkesle bir bir mevzum var neredeyse?! Bir benim mi başıma gelir, herkesin karşı olma mevzusu böyle!" diye, kısmen çözüme ulaşacak ve üstün olan kişinin kendisi değil de bakış açısının olabileceğini görecek...

Kin konusu ise, apayrı bir nokta. Bir aileyi de, insanın her türlü ilişkisini de etkileyecek nokta. Bir insan ömrü boyunca kendine yanlış yapan herkesin listesini tutsa, ömrü boyunca kimseye yararı dokunmaz; kendine zararının yanı sıra, dünyayı bile yakabilir. Kindar insandan korkulur; bu dünyada her haksızlığın karşılığını kişiler veremez veya zorla alamaz, bazen karma bazen de evrenin adaleti işlemelidir ya hani... Kindar insana göre her şeyi kendisi halletmelidir oysa.

Kin kelimesinin TDK anlamına bakacak olursak da; Farsça olduğunu ve "Birine karşı duyulan öç alma isteği, garaz" anlamında açıkladığı görülüyor. 

Öç alma isteği denilince, yine kusursuzluk geliyor aklıma. Öyle kendini hiç hata yapmaz görüyor olmalı ki kişi, ona yakışık almayan şey yapan her kişiden öç almak ve onun canını yakmaktan başka bir şey aklına gelmiyor bile. Tanıdığım oldu böyle kişileri, korktum da deli gibi. Öyle ya, yanlışlıkla ben bir yanlış yapsam hayatım kararabilirdi! :) Belki de kendini kusursuz görmek, kibir'e ve kin'e yöneltiyordur diye de düşünmedim değil şimdi...

3K'ya sahip olan kişi çevresini de kendisini de geriyor kısaca; böyle kişilerin varolduğu ortam, gerek sanal, gerekse de gerçek ortam olsun, çok rahatsız ediyor beni. Çok sakin bir anımda, hiç kabalık göstermediğim halde, kabalıkla karşılaştığımda tüm ruhum emiliyor gibi hissediyorum (ki kabalık görse bile bir kişi, kabalık göstererek karşılık vermek doğru değildir bence. Daha kötüye götürür durumu.). Tabiatım gereği buna katlanamayan kişilerdenim ama ısrarla benim durumumum fazla olduğu da söylenmiyor değil. Bu kişiler, "Küfretmeyeni samimi bulmadığını, sürekli teşekkürü ve her defasında özürü veya basit bir pardon'u" bile gerekli görmeyen kesimler...

Ne acı geliyor bir bilseniz; sevgiyle yoğurulmuşken, kardeşçe ve saygı sevgi içinde, ekmeğimizi bölüşür gibi "sakinliğimizi, anlayışımızı, birbirimizin hayatlarını ve fikirlerini de anlama becerisini" saygıyla paylaşamıyor olmak! Kabalığın yeri yok hayatımda; basit bir cümle edecekken, kişinin canı sıkkın olsa da stres için de olsa da, bana kaba davranmasını hoş karşılayamıyorum. Acısı vardır veyahut başka bir durumdur, kabalıktansa kibar şekilde söylemesi beni de onu da çözer ya; kabalıkta hayır yoktur bence! :)



Kendimle en övündüğüm nokta olabilir, kibarlığım. Saygı duyduğum her türden insandan da, aynı derecede saygı beklerim. Sanırım bu da benim kusurum... :) Ama hiçbir insanın kusursuz olduğunu düşünmüyorum, aksini düşünenlere karşı değilim ama aksini düşündüğü gibi davranışlarını esirgemeyip "kabalık, kibir ve kin" gösterişinde bulunanlara oldukça karşıyım işte... 


Bu düşüncelerde dolanıyorum şu sıra; neden hiçbir kimse önce kendinden başlamıyor eğitime, değişmeye ve gelişmeye! Ben buyum demek ne derece doğru, kabalığı sürdürmekte? Sanalda veya gerçek hayatta, nereye kadar gidecek biri sınırlarını açtı ve bize açıldı diye onun düşüncelerine, fikirlerine ve tercihlerine gösterilen kabalık ve kibirin günden güne yol almayı sürdürmesi?

Bildiğim kadarıyla bu dünyada bile isteye kimsenin canını yakmadım, ama Allahım şu mübarek Ramazan günlerinde bilmeden işlediğim bir günah oldu ise affetsin beni! Çok canım yandı, ama bu canımın yandığı gibi yakmayı da hiç gerçekleştirmeyi denemedim üstelik. Sadece sözlerimle incitmek istedim incindiğim kadar birilerini, pişman olsunlar istedim bazen; işte o kadar. Ama öte yandan kiniyle yandığı kadar yanması gerektiğini düşünenler var ki, akıl sır erdiremiyor ve öyleleriyle karşılaşmamak için de evrene sürekli mesaj yolluyorum...

Bile isteye suç işleyenlere karşı bu durumu katmadığımı söylemem gerek, adalet önünde hak ettiği cezaya çarptırılması gereken suçları işleyenleri saymıyorum... Hukuk sistemleri, adalet sistemleri insan hakları gereğince cezalarını vermeli!

Ama aldatılmanın, yalan söylemenin, hak etmediği şekilde herhangi bir şeyin karşılığını başka bir şekilde almanın suçu yok. Yani ne bileyim, önceden bir hukukunuz olur; arkadaşınızla, ailenizle ve daha nicesiyle ama olur da bir yanlışı dokundu. O bana bu yanlışı yaptı, "ben de ona göstereceğim!" diye yıllar yılı kin tutmak ne kadar doğru? Başına gelen böylesi durumlarda, dersini al geç olmalı yapılması gereken.


Bazen bazı durumları yaşamamız gerekiyor diye düşünüyorum; birine güvenirsiniz ama güveniniz boşuna çıkar, o sizin bir şekilde canınızı yakar güveninizi kırar... Değiştiremeyeceğiniz bu durumun ardından aynısını yaşamamak için daha tedbirli bir hayat sürdürebilirsiniz ve de sürdürebiliriz! Kin güdüp işi karşılık vererek daha ileri boyuta sürüklemek, daha çok can yakmaktan başka bir işe yaramıyor. (BENCE)

3K'nın her birine karşıyım demek yanlış olmaz. Gelin tanış olalım, der Yunus Emre. Bunu derken; bir olmaktan da, sevmekten de sevilmekten de bahseder aslında. Şu yazıyı okursanız, Yunus Emre'nin öğretisi çok güzel anlatılmış bence... Gerçek sevgide ve sevilmede benim bahsettiğim üçlü yoktur ki! İnsan kendini bilmeli, sonra da dünyaya ve birbirine yönelmeli. Hayat yaşanılası olsun istiyorsak, her birimiz içinden güzelleşmeli ve toparlanmalı. Ancak kabalık çirkinleştirir bizi, ancak kibir uzaklaştırır birbirimizden ve ancak kin bitirir öldürür birbirimizi!

Diyeceklerim sanırım bu kadar, ucu bucağı gelmeyeceğini düşündüğüm şekilde bu konuda yazmaya devam edebilirim aslında. Tek isteğim kabalıktan uzaklaşım, kibirle kendimize de çevremize de faydamızın olmayacağını bilelim ve kin bizi her anlamda bitirir! Affetmeyi, bazen affetmesen de unutmayı veya şans vermesini bilelim dilerim... Ötesi kalabalıklarda yalnızlaşmak, çevremizi tedirgin etmek ve de kalpler kırmakla başlayıp daha ileriye gider...

Ne olur kendimizi bilelim, gelin tanış olalım; seven, sevilen, bağışlayan ve de yakın olanlardan olalım... Hayat aslında çok zor değil, onu çoğu zaman zorlaştıran biziz. Ramazan günlerinde bile yanlışlardan dönmeyi ısrarla reddeden ve değişmeyi asla kabul etmeyenlerden etmesin cümlemizi Rabbim...

Hayırlı Ramazanlar olsun ve dualarımız kabul olsun inşallah! Esenliklerimle... :)