25 Ocak 2019 Cuma

Bırakın İzleyelim, Bırakın Okuyalım! - Didemin Gözünden


Kimi zevkler var ki, kişiden kişiye değişen; kimi hevesler var ki, birçok kişiyle de bir tutulabilen...

Bir söz vardı, bir siyasi söylem, Adam Smith'in; Laissez Faire, Laissez Passer, yani "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler." Bu siyasi söylemin içeriği benim anlatmak istediğim konuyla uyuşmuyor. Ama kelime anlamı olarak baktığınızda; anlatmak istediğim konuda bir yükseliş yapması açısından tam yerinde bir söz oluyor...


(Not; bu yazımdaki resimler, annemin benim için çektiği resimlerdi. Canım anneme buradan da teşekkür ediyorum... :))


Bazen bırakın izleyelim, bırakın okuyalım! diyesim geliyor çoğu kesime. Renkler ve zevkler meselesinde, bir kesimin hala öğrenemediği ve kabul edemediği bir durum var; senin izleyebildiğini ben izleyebilir olmak zorunda değilim, senin okuyabilir olduğundan ben zevk alamayabilirim...

Okuma ve izleme eylemlerinin, birilerine havalı gelen şeyler üzerine olması gerektiğini düşünen kesimin yanlışları bunlar. Eğer bu kesimin sevdiği tarzda film izlemiyor ve de kitap okumuyorsanız, ayıplamaktır hakları... İnsan eğlendiği ve de kendini eksik hissettiği şeyleri okumakta özgürdür oysa. İzleme konusunda da öyle ama sürekli ülkemizde en çok eleştirilen konu ne yazık ki budur.

Birçok kesim romantik ve dram içerikli kitap ve filmleri tercih edenleri basit ve de gereksiz işlerle uğraşıyor olarak addediyor... Gelgelelim, kendilerinin neden sevmediği ve böyle şeyleri basit gördüğünü bizler sorgulamıyoruz bile. Bizim küçüklüğümüzde, kişisel zevk ve renklere özel önem gösterilirdi. Şu sıralar bu önemi göremiyorum hiçbir yerde.

Korku filmi ve de aşırı takıntılı sadistliği olan filmleri izleyemeyen bir yapım var. Romantik komedi ve drama severim. Tanıştığım kişiler tarafından da nedense eleştiriliyorum bazen bu konuda. Sadece ben değil, tanıdığına tanımadığına herkesin yaptığı bir saygısızlık bu. "Ayy onu mu izliyorsun?" , "Ay onu mu okuyorsun?"

Hiçbir sanatsal değeri olmadığını savunduğumuz bir filmin bile, beğeni gördüğü kesim var; kabul etmemiz gereken bu! Gençliğe veya birçok aykırı kesime, yanlışları kabul ettirmeye yönelik içeriği bulunan kitap ve filmler hariç bunlardan. Onlara her kesimce karşı durmalıyız. Ama gel gelelim, sevdiğimiz içerikleri okumak ve de izlemek konusunda hiçbir kimsenin onayını almaya ihtiyacımız olmadığını herkes bilmeli!

Geçenlerde yeni tanıştığım biriyle konuşurken, bilim kurgu tarzı bir konu içeriği bulunan bir filme yaptığım yorumun sonrasında "Bu tarz filmleri çok da izleyemiyorum, olumsuz gidişatları beni yoruyor bir süre sonra." dedim diye; izlediğim bir filmi beğenmemin konusunda, "Boş yorum yapma." dedi. Bu eksi bir davranıştı benim için, o kişi o an bitti aslında benim için. Herkesin yorumu kendisine değil midir? Nasıl bir terbiye ve de beğenilere saygı anlayışı hakim ülkemizde, anlayamıyorum...

Aynı filmi, o çok bilim kurgu izlediği gerekçesiyle doğru yorumlayabiliyor ama ben ondan biraz da az izlediğim gerekçesiyle yorumlayamıyorum! Üstelik, gereksiz yere izlediğim romantik ve drama yerine, böyle filmleri sıklıkla da izlemeliymişim. "Cesaretine hayran kaldım yiğidim, seni uzağa alalım!" demek isterdim.

İnsanların saygı konusunda cesaret dolu olmasını ama karşısındakini hafife almak konusunda acele etmemesini tercih ederim. Ama öyle ama böyle, çok romantik komedi drama ve fantastik içerikli filmler izleyebiliyorum diye ben kimseye beylik taslamıyorsam; kimse de bana-bize beylik taslamamalıdır... İnsanları eleştirmekten ve de gruplaştırmaktan bir bıkmadınız!


Gelelim kitap konusuna; hiçbir edebiyat ve sanat içeriği olmayan kitapları dahi okuyanlara saygım var benim, ama bir başka kesimin illa ki dünya klasiklerini herkesin okuması gerektiği gibi bir düşüncesi var bu konuda da. Bundan başka hiçbir kitabın da güzel olmadığını ve değer verilmemesi gerektiğini düşünüyorlar. 

Oysa kitap okumak bu değil, herkesin yöneldiği alanı, en boş dahi bulsanız; okuma eyleminin kazandırdığı bir sürü fayda var, bunu hafife almamalıyız... Bırakın isteyen istediği kitabı okuyup, istediği filmi izlesin lütfen... Sizin bir kişisel gelişim kitabının içeriğinde sunduğu bilgilere ihtiyacınız olmayabilir, ama onu okuma ihtiyacında olan insan o kitapta mutluluk buluyor olabilir.

Sizlerin aksiyon ya da korku içerikli kitapları veya dünya klasiklerini hoş bulduğunuz gibi, hikaye, romantik, dram ve de fantastik içeriğe ilgi duyan kişiler de olacaktır. Ne yazık ki farklılıklara saygı duymadıkça, saygı da duyamayacaksınız taraflardan. Yok mu, öbür türlü filmler izleyenler ve kitaplar okuyanlara da eleştiri, var tabi. Ama çoğunluk kesim, korkunç, sadist ve de gerilim tarzı filmlerin havalı yanlarından prim yapmaktan ötürü; diğer tarafı eleştiriyor da, konum o sebepten o tarafa başladı.

Aykırı durumlarda olanlara saygı duymadıkça, hayatın kalitesini düşürüyoruz kısaca... Bu sizin sevdiğiniz şeylere ilgi duymayanlara eleştiri yapmakta da, engelleri ve yaşları gereği sizden farklı olan insanlara gösterdiğiniz tavırlar sebebiyle de yok saymayı tercih ettiğiniz kesimde de böyle.
İsterdim ki, zevkler ve renkler tartışılmasın; genci yaşlısı bu fikirlerde kendini anlatır ve de savunurken, çekinmesin gücenmesin...

Velhasıl, bırakın isteyen istediğini izlesin, istediği tarz kitabı okusun diyorum. Çünkü konuşulacak ve konu edilip iyi yerlere getirilmesi gereken daha önemli toplumsal sorunlarımız var. Ayrıştırmayıp birleştirelim, farklılıklarımızla beraber yaşarken önemli sorunlara çözüm bulalım beraber.

Bırakın arkadaş; en çok izlediğim romantik film ve dram olsun, okuduğum kitap sizin beğenmediğiniz tarzdan olsun! Ben benim sen de sen. Farklılıklarımızla güzeliz hepimiz...

Sevgilerimle... :)

15 Ocak 2019 Salı

Bir Garip Sosyal Deney ; Engellilik ve Anonim Chat Platformları


2019 benim için, spontane olarak gelişen bir sosyal deney ile başladı. Didem'in Gözünden bir garip sosyal deney okuyacaksınız şimdi. Oldukça amatör olacak ama gördüklerimi açıkça anlatma gereği duyuyorum... :) 

İyi okumalar, sevgili Didem'in Gözünden okuyucusu. :)




Aklımda hem vardı, hem de yoktu bu aslında. Bir anonim chat platformunda, kendi kimliğimi tam olarak açık ettiğim zaman diliminde karşıma bir engel daha çıkıyordu uzun zamandır. Bunun üzerine bu kadar yoğunlaşacağımı ve çözümlemek için uğraşacağımı yine de tahmin etmiyordum buna karşın... Engelli olmam sorun oldu nedense, bu sohbet etmeye ve o ortamda bulunmaya sorun imiş meğer! Bunu bir kişi hissettirse, belki garip karşılamazdım ama her defasında aynı durum ile karşılaştım maalesef...

2018'de yine ara ara, boş sohbet ve geyik yapmak için kullandığım bir chat platformu idi bu. Bazen girip çıkıyor, çoğu zaman da kullanmadığım zaman hesabımdan çıkış yapıp kapatıyordum. Bir ara, sosyal medya gibi resim koyarak kullanıyordum ama anonim chat ne olsa diye bir süre sonra bundan da vazgeçtim. Sonucunda bir garip sosyal deney ortaya çıktı kendiliğinden...


Burada ilk gördüğüm, insanların sohbet etmeyi unuttuğu ve çıkarlarını ön planda tuttuğu idi...

Tamam çeşit çeşit insan var, elbet tek tük çıksın dersiniz; ama bir chat platformu içinde böyle insanların çoğunlukta, geri kalan insanların azınlıkta olduğunu görmek üzüyor insanı... Sanki bu chat platformunda, herkes gerçek yüzünü gösteriyormuş veyahut saklıyormuş gibi!

Yaş sınırı olması gerektiğine inandığımız konuları konuşma hevesleri yüksek dozda, haricindeki sohbetlere yanaşmayanlar bile var. En nihayetinde anonim chat platformu, ama resim atmak istemediğiniz ve anonim kalmak istediğiniz takdirde "kapalı mısın, evli misin?" diye sorabiliyorlar. Yani resim koymuyor ve kendiniz hakkında çok net bilgiler vermek istemiyorsanız; ya evlisinizdir, ya da kapalısınızdır! Kendinizi koruma içgüdünüz olamaz ve sosyal medyada herkese sonuna dek güvenmeme gibi bir şey hoş karşılanamazmış meğer...

Hep sapık ve sapkın sohbetler var çoğunlukta, ama insanların bazıları da ben gibi sadece sohbet etmeye hasret kalmış hani. Sadece sohbet, anonim kalmak ve benim istediğim şekilde beni tanımanı istiyorum diyorsunuz; ama çoğunlukla, her sohbeti buluşmaya kadar götürmeye hevesli beyinler hakim bu platformda...

2019'dayız ve yaşadığımız dünyada yakın çevremizdekilere bile güvenemez olduğumuz bir zaman diliminde yaşıyoruz, birbirini tanıyıp görüşmeye cesaret edebilen var mıdır bilmiyorum ama; ben cesaret etmeyi, ayakta olsam da düşünmezdim ve şimdi de düşünmüyorum şahsen...


Gelelim, engellilik boyutuna;


Elbette başka bir durum beklenemezdi bir noktada ama bu gibi platformlarda çoğu insanın sığ düşüncelerde kaldığını görmüş bulundum. İstisnalar az da olsa varlığını korusa bile, aksini düşünen ve engellinin hiçbir işe yaramadığını; sohbet etse ne olur olmasa ne olur diye garip bir düşüncede bulunan insanların varlığı çoğunlukta...

Başta bu anonim chat platformunda, dediğim gibi sadece sohbet için girmiştim ben. İnsan bazen tanımadığı kişilere, tarafsız olarak dinlesin diye anlatmak istiyor bir şeyleri. Danışmak, konuşmak, dert yanmak, bazen de derdini unutup sadece geyik yapmak, karşındakini tanımak, onun fikirlerine ihtiyaç duymak; teknolojinin gelişmesi ve insanların birbirine uzak kalması sebebiyle gerek duyulan oldu sonuçta. İhtiyaç duyduğumuz şeylerin, bir şekilde farklı hallerini de arar olduk zamanla...

Birçok kişi, "Sohbette varım, fotoğraf konusunda yokum." yazan profil durumumu görüp bana şu son birkaç haftadır yazdığında,

"Gerçekten haklısınız, hepimiz sohbete hasret kaldık. Kızı erkeği, sapkın amaçlar dışında hiçbir sohbette buluşamaz halde burada." dediler.

Ama sonuç olarak da birçoğu; yine fotoğraf istedi, ses istedi ve alana kadar da ısrarcı hareket etti. Birkaç kişiye sohbetini beğendiğim ve güvendiğim ölçüde fotoğraf attım. Sonrasında veya öncesinde iş mevzusu açıldı, çalışmadığımı ve sağlık sebebimi anlattığımda da "geçmiş olsun" dedi ve en çabuk şekilde konuşmayı kesti gitti hepsi!


Sanırım içinizden birçoğuna da bizzat sorsam, "Yok canım olur mu öyle şey!" dersiniz. Ama chat platformunda dahi, bir engelliyle sohbet etmek abes mi geliyor, mantıksız mı bilmem... Böyle bir durum var, internet üzerinden dokunamadıkları ve bizzat göremedikleri halde tahammül edemiyorlar farklılıklara; yani bizlere...

Üstte de bahsettiğim sebeplerle herhal; bir engelli olduğumu öğrenen, önceki gibi şakalaşmasına dahi devam edemiyor ve bir daha eskisi gibi sözde samimiyetiyle de yazamıyor. Hayret... Diğer anlattığım olayları ayıplıyorlardı oysa? "Engelli sohbet edemez mi, engelli yaşayamaz mı" diyorlardı ama yine de aynı bildiklerini okudular ve bana kendimi kötü hissettirirdiler doğrusu...


Fikriyle uyuşmayan davranışları olan insanlardan hoşlanmıyorum! Önyargıları olan insanlar ve kalıpyargıları olan toplumlar da en korktuklarımdan!



Bu bahsettiğim örnekler, ne yazık ki önyargılarından vazgeçmeyi reddeden insanlar olarak kalacak gibi... Beni dinlediklerini, anladıklarını ve haklı bulduklarını söyleyen insanlar; aynı şekilde bir daha benimle hiç konuşmadılar. Birkaç kişiye resmimi atmadan önce anlattım durumu. "İstiyorsunuz ama ben resim atmak istemiyorum, zaten anonim bir yer burası ve bir daha görüşmeyeceğim bir kişiye neden güvenip fotoğraf atayım?" diye sordum.

Sebebini sordu, öğrendiler ve de kendilerince hak verdiler. Neden inandım bilmiyorum, birçoğuna yine inandım ve hep aynı sonuçla karşılaştım. Resmimi gördükten sonra ve belli ki beni de beğenmediler ki, bir daha hiç görüşmediler. Nedenini sorduğumda bahaneler sıraladılar; "Sen de öyle düşünenlerdensin yani?" diye sorgulamak istediğimde de, beni kendime güvensizlik ile suçladılar! Oysa ben sadece onları anlamaya çalışıyordum...

Kendime güvenim sonsuz! Ben bence çirkin biri de değilim. Dış görünüşte kusursuzluğa tapan kişilerin, hangisi kusursuz ki? Söylemek istiyorum ve anlaşılsın istiyorum; bir engelli sevebilir de sevilebilir de, bunun örneği çoktur. Herkes gibi sohbet de edebiliriz ve hayata karışmayı hakediyoruz, siz engel olmadığınız süreçte! Aksi durumlarda davrananlar; önyargılısınız ve önyargınızla yönettiğiniz hayatınızda birçok yere varamıyorsunuz. Ne yazık ki, senede bir gün hatırlayıp "Hepimiz birer engelli adayıyız." demekle hiçbir şey hallolmuyor. Sizlerin sayesinde, bizler hayatın içinde sanal ve gerçek dünyada çok zorluklar çekmeye devam ediyoruz...

Şimdi sizlerin açısından bakıyorum; 


Anonim chat'e girdim, sohbet arıyorum veya gönül bağı kuracağım bir kişiyi arıyorum... Acaba sizin engelli olmanız, bana buluşamayacağım bir arkadaş edindireceği için beni üzecek mi? Acaba bu kadar uzun geleceğe dair düşünüyorlar da, o sebepten mi kendimi bana garip hissettiriyorlar böyle? Burada bile pozitif düşünüyorum, bir bunu düşünebilirim en fazla... Anonim chatten hayatının aşkını arayanlar da, belki de bu önyargılı davranışları sebebiyle kaybetmiyor mu fırsatları?

Bir engelli sevemez mi, sevilemez mi? Aşık olamaz ve sevişemez mi? Böyle mi düşünüyorsunuz, nedir bu önyargılarınızın sebebi?!

Kendilerini değiştirmek istemeyen, kendi fikirlerine yeni dünyalar eklemeyen bu kişiler, bana fazlasıyla sığ geliyor. Sırf bu özellikleri sebebiyle, biz engelliler çok zorluk yaşıyoruz çünkü; yaşamın her alanında! 

Bizzat kendim duydum ki, çocuklu aileler ve de engelliler sosyal alanda asansör hakkını istediğinde; "Git evinde otur, dışarıda ne işin var!" diyen ve bu düşüncesini haklı bulan kişiler yaşıyor ülkemde...


Ben bu durumlara böyle karşılıklar vermediğim için de yiğitlikle söylüyorum, ben farklılıklara saygı duyuyorum! 


Engelli olmasaydım da bu fikirde olmayı dilerdim, karşıma yüzlerce farklı insan çıkıyor zira ve ben tanımadan önyargı ile yaklaşamıyorum. Sadece sapıklara karşı önyargılıyım belki, onlara da üzgünüm ki sabrım yok. Konuşmak istemiyorum; bazı konular herkes ile konuşulmaz, ben böyle düşünüyorum!

Onları da anlamaya çalışıyorum ama yine de, internette sohbetlerin ve de hayatın her alanında konuşabilecekleri her sohbetin "kadın-erkek birlikteliklerine çıktığını" açık yüreklilikle itiraf ediyorlar. Bir kadın ile ayıp şeyler dışında sohbet edilemezmiş, bazı erkeklerce... Bunu kabul etmediğimi söylüyor ve kendi görüşümü anlatmaya çalışıyorum...

Velhasıl; Ülkemde insanımız, her anlamda hayata adapte olmak istemeyen türden... Bencil, kibirli, kendi çıkarları uğruna karşısındakini anlamayı reddeden ve farklılıklara kapısını hiç açmayan kişiler... Sırf bu kişiler yüzünden, zorluklar sosyal medyada dahi peşimizi bırakmıyor bizlerin! İnstagram bu anlamda farklılıklara karşı daha açık fikirli bir platform, en azından işe yarar bir uygulama olmaya başladı son zamanlarda...

Ama yine de;

Farklılıklara sabrı olmayan insanları, belki de bu durumla bir arada yaşadığım için ülkemin büyük eksikliği olarak görüyorum hala... Siz farklılıklara en azından saygı göstermeye bile tahammülü olmayan insanlarımız, kaç engelli ve kaç farklı insan bu ülkede zorluk yaşıyor bir kez olsun düşünün istiyorum...

Bunları yine birileri birilerine anlatsın ve bu düzen değişsin diye yazıyorum. Zira siz biz değişmez isek, evlatlarımız ve de onların evlatları da düzelmeyecek. Bu konuda önce kendinize bakın, düşünün neresi yanlış benim dediklerimin ve neresi doğru? Lütfen yorumlara da yazın, bu durumları da konuşalım...

Sizce bir engelli sohbeti, irtibat kurmayı ve sizler gibi bu mecraaları kullanmayı haketmiyor mu? Yaşamak, sevmek, sevilmek, sohbet etmek ve daha nicesi bizlerin de hakkı değil mi?

Lütfen bir gün olsun, sadece "Hepimiz bir engelli adayıyız!" demekten vazgeçin ve bir şeyler yapmaya başlayalım; hep beraber... :)

Sevgilerimle... (: