Upuzun bir başlıkla bloğuma geldim işte yeniden, şu uzun başlıklarımı bile çok özlemişim resmen!
Merhaba; hala orada mısınız, ne haldesiniz, nasıl bir gidişatın içerisindesiniz? Bana yorumlarda yazar mısınız? Ben boğazıma kadar şaşkınlığa battım battım çıktım, buraya yazamazken! İnsanlar mı bu kadar değişti, ben mi kendimi geliştiremedim diye düşündüm durdum...
En son Nisan ayında yazmışım bu bloğuma, 3 ay dolmadan gelebildiğime şükrediyorum şu an. Ama yazamadığım bu zaman diliminde şaşkınlık içerisinde kalıp anlatamadığım, anlatmaktan yıldığım insan profilleriyle karşılaştım. En çok da neden anlatmadım biliyor musunuz peki; onca beni şaşırtan davranışlarda, "bu kadar da olmaz!" dedirten tavırlarda bulunanlara karşı, içimdeki sıkıntıyı anlatabileceğim arkadaşlarım da oldu bu arada. Bu kişiler iş arkadaşlarım, en son buradaki yazımda bahsettiğim Farmasi ekibimdeki arkadaşlarımdı; çok şükür iş arkadaşı da oldular, can arkadaşı da bana. Allahım isteyen herkese böyle bir iş ve böyle arkadaşlar nasip etsin... :)
İnsanlar yormaya devam ediyor; yazamadığım 3 aya yakın süredir zaman diliminde, kaba ve de kırıcı davranan insanlarla karşılaştım. Çok üzücü ama çoğu insanın tavırları, artık neden şaşırdığımı bilemediğim şekilde beni yaralamaya devam ediyor. Hani öyle oluyor ki bazen herkesten uzaklaşasım geliyor. Çok küçük hesaplar, yarayı kaşırmışcasına yoran sıkan ve tüketen anlamsız hesaplar içerisinde kişilerle üst üste karşılaştık. Hiçbir şey yapmadık, hiç karşılık da vermedik; ama kırmadan kırılan olduğumuza çok içerledik!
Güvendiğiniz taş baş yarınca, size de artık kalbiniz parçalara ayrılmış gibi gelmiyor mu? Birilerine güvenememekten yana ödünüz kopmuyor mu? Ödüm ne kadar kopsa da, yine de insanlara güveniyorum. Ben birçok kez kırılmadan anlayamadım insanlara güvenmemeyi. Artık her iki şeyin de olabileceğini kabullenip, başıma gelene razı gelmeyi öğrendim sadece. Ciddi anlamda küçük hesaplaşmalara neden şahit olduğumuza, yarın öbür gün kimin ölüp kimin yaşayacağını bilmiyorken bu kadar vurdumduymaz tavırları hakedecek ne yaptığımı düşünmekten yoruldum. Üstelik çok şükür ki ne yapıp ne yapmadığımın farkında bir birey olarak ve de böyle bir ailede olduğumu bildiğim halde konuşuyorum...
Velhasıl, insanlar küçük şeylerden büyük hesaplaşmalar çıkarsın; olur olmadık şeyleri kendine üzerimizden dert edinip bizleri kırıversin, biz kimseyi kırmadan devam ediyoruz. Fakat susup oturuyoruz, orası da kötü olamaz ya? Diye sorguluyorum bu sıra. Sessizliğinizi korkaklık veya utangaçlık sananlar, kırmış olmanıza rağmen kırmamayı tercih edenlerden olduğumuzu farketmek bile istemiyorlar ya... Gerçek manada kaostan besleniyor olmak, en büyük işsizlik benim gözümde şu ara! Allah akıl fikir versin hepimize inşallah...
Umuyorum bu yazım tek kalmaz, size hislerimi daha da yazmaya devam ederim de yine. Şimdilik üstteki muhabbeti kapatıp bu sıra neler yaptım anlatmak istiyorum...
Çalışmaya devam ediyorum, elimden geldiğince okumaya da; fakat yazmaktan geri kaldım bu aralarda da... İsteğim her şeyi tam yaparken, yazabiliyor da olmaktı aslında. Ama yeni öğrenimlerimin ve nicedir ertelediğim iş uğraşıma kavuşmamın heyecanı içerisinde bu isteğimi gerçekleştiremedim.
Bol bol gökyüzünü izledim ve son 1,5 aydır kitap okumalarıma nihayet geri döndüm. Son bir ayda 4 kitap bitirebildim bu sayede. Her şeyin yerli yerine oturabilmesi için biraz düzen gerekiyormuş, biraz da istikrar aslında. Yaptığın her ne ise sürekli yapmaya devam etmek gerekiyormuş. Misal her gün erken yatmaya özen göstermek, her gün kitap okumaya çalışmak ve her gün çalışmak. Bir süre sonra yanına eklemeler yapabiliyormuşsun... Meğer düzen kurmayı bile unutmuşum, birçok şeyi beklerken...
-- Öncelikle çalışmalarımı aşırıya kaçırmaktan vazgeçmeyle başladım. İlk aylar kendimi yıpratmıştım. Bu alışkanlığa doğru uzanan durumdan vazgeçtim. Gün içerisinde bitmeyen işleri gecenin ilerleyen saatlerine yaymayı bıraktım ve uykumu düzelttim.
-- Sonra uykularımla beraber gündüz çalışmalarım da düzeldikçe ve gece uykularını öne çekebildikçe, kitap okumalarım da her gece çoğunlukla olmaya başladı. Böylece moralim düzelmeye, günümü planlayabilmeye başlamış oldum!
-- Kendimi mutlu etmek için okumalarıma döndüğüm gibi izlemelerime de instagram paylaşımlarıma da dönebildim. Zaten her şeyi tamamladığım gibi yazmaya dönebildim. (Gerçi hala tam dönebildim mi bilmiyorum, göreceğiz diyelim!) :)
Son 2 ay öncesine kadar; yorulmuş, bitmiş, iyi bir yola giriyorken kendimi yıpratır haldeydim. Aslında yer yer yazmalara devam ederken, kafam çok yorgundu hala. Uykuyu toparlayınca düzeldi her şey. Kısaltma yaptığım üzere "DG" (Didem'in Gözünden)'e dönüş tüm bu sebeplerle çok güç oldu. Ama hala hayatta olduğumuza göre geç değil aslında! Değil mi ama?
Geri dönüş yazım gerçekten çok yüzeysel olsun istemezdim ama üstünkörü anlatmam gerekliydi; devam edeceğim sonrasında...
Size buralara dönüşüme öncülük eden öğrenimimi yazıp sonlandıracağım bu yazımı;
Bu bir öneridir, çok basit bir öneri...
Aklınız nasıl karmaşıksa, işler nasıl yolunda gitmiyorsa, olsun istediğin neler olmuyorsa; durun bir düşünün ve toparlanmak için sadece yaşamak için en temel rutinleriniz olan işleri düzeltin. Belki en büyük sorun oradadır. Yeme düzeninizde, uyku düzeninizde, güne başlama şeklinizde, ibadet edemiyor, bir şeylerden şükredemiyor oluşunuzda...
"Hayır, ben her anlamda kendime yetiyorum." diyebilirsiniz. En basit gördüğünüz sorunu düşünün, sizin temel yaşantınızı bozan şey en ertelediğiniz mevzuda. Benimki uyku düzeniydi, bir buçuk ayın sonunda daha net görüyorum bunu! Benim çok büyük bir sorunummuş meğer, bir gün elbet düzeltirim deyip üzerinde basit şekilde duramıyor oluşum...
Uykumu düzelttim ve kendimi çok iyi hisseder oldum; bu kadar mı farkeder! :) Etti valla... Uykumu düzeltmeme eşlik eden arkadaşıma sevgilerimle! O kendisini biliyor, baş harfi de A. ;) Darısı siz nasıl düzelmeyi istiyorsanız size de olsun inşallah... (:
Didem'in Gözünden'de bir iç döküş sundum bugün. Bir dahaki yazımda, netlikle benim gözümden belki bir içeriğin yorumlanışını okuruz veya belki de kırgınlıklarımı derinden anlatasım gelir. Artık göreceğiz...
Sevgilerimle, DG'ye geri dönüş tamamlandı; iç döküş yarı yarıya halledildi. Darısı hep buralarda olmama olsun e mi! =)