Hepimizde olduğuna inandığım bir olgu bu, yaşadığımız geçmişi tam manasıyla unutamıyoruz. Aksine, her gün hatırlıyoruz. Şimdilerde diyorum ki, hiçbir hatamdan pişman değilim; onların hata olduğunu anlamam için gerçekleşmeleri gerekiyordu.
Ama gel gelelim;
"Eğer bilse idim; birçoğunu neredeyse her gün hatırlayacağımı, daha dikkatli olurdum seçim ve tercihlerimde belki şu andaki gibi" diyorum.
Sonra hemen ardından da,
"O zaman da hayat o kadar güzel olmazdı ki!" diyorum. Yanlışlar olmadan, doğruların da bir tadı yok. Dosdoğru olmak adına, yanlışlardan dönüp doğruları bulmanın kıymetini bilemeden yaşayamazdık belki de...
Bu sıra Şeker Portakalı serisini okuyorum, ikinci kitabındayım şimdi; adı Güneşi Uyandıralım, içindeki güneşi uyandır diyorlar Zeze'ye. Biz de içimizdeki güneşi uyandıralım, uyandırıp en çok kendimize hak verelim ve kendimize odaklanalım diyorum ben de... :)
İşte bu süreçlerde, keşkeleri zaten bırakmış olmanın dışında, geçmişe takıldığım anlarımda bir hak verme telaşı başlıyor bende. O zamanki hallerimi düşünürken, yaşadığım şeyler adına "neden böyle oldu ki?" diye düşünmeyi de bıraktığım, "o zamanki halimde, en doğrusunu yapmışım zaten ben." dediğim zamanlardayım. Ama nasıl? İkilemde de kalıyorum kimi zaman, ama eski aşamamı geçtiğimi zaman geçtikçe görür oldum... Ve hiç özlemiyorum, şük85ür ki geçmişe takılı kalıp da hak vermeme ve kendime kızmayı sürdürmediğim zaman dilimlerim; hoşgeldiniz...
İnsan olgunlaştıkça, yaşadıklarını sorgulama aşamasını azaltmaya başlıyor belki de zamanla. Geçmişe takılı kalmak oluyor adı hala tamam, ama deneyimlediklerini ders bilmenin de "keşke"leri, "neden"leri bir kenara bırakmaya ve hayatın amacını kavramaya sürüklediğini öğreniyor insan... Benim için çok zor oldu ise de gerçekleşti. Artık kendime hak verme telaşına da girmiş bulunmaktayım bu sıralar, 26 yaşıma ayak basmadan önce böylesi bir deneyimde bulunmam çok iyi bence benim için. Yaptığım en saçma harekete bile, "o zaman olması gerekeni yaptım, o yaşımda yapmam gereken sadece o idi." diyebiliyorum bir süredir.
En zor süreci de geçmiş bulunuyorum, kendimi affetmek. Çok öncesinden affetmiştim kendimi, geçti bitti demiştim ama yapamadığım bir şey vardı; geçmişi düşünmekten vazgeçemiyordum. Affetmiş olsanız da, düşünmeye vazgeçemediğiniz her an sanki baştan yaşanıyor gibi ya; tekrar tekrar affediyorum diyordum ama hep hatırlıyordum. Onu da bitirince, affetme sürecini tamamlamış olduğumu anladım işte şimdi... Affetmiş bulunduğum kişileri geçtim, kendi yaptığım hatalar sebebiyle bulunduğum yerleri umursamamazlıktan gelemiyordum. Güvensizliği öğrenmiştim, kendime hata bulur olmuştum affettiğim kişiler sebebiyle. Belki affetmeyi çok erkene almıştım ama başa dönecek olursak, o zaman da olmasını gerekeni yaptım kendimce...
Kafamda bu anıları şöyle adlandırıyorum şimdi, affettik geçti bitti değilmiş; bir de geçmişe takılıp ona hak verme telaşı içindeki süreç varmış ve bu süreç ömür boyu sürecek olanmış. "Anladım..."
En çok benim içimde adlandırabildiğim, ama size geçmişte çok büyük yaralar almama sebep olan kişilere yönelik diyebildiğim anılarımın hapisinden kurtuldum veya kurtulamadım ikileminde iken hissettiklerimin etkileri bunlar, demelerime yönelik bu yazım...
Birine çok kırılmış olabilirsiniz, beraber yaşadığınız anıların çoğu size kendinizi değersiz ve bir daha aynı yalan değerin doğruluğuna erişteremeyecekmiş gibi gelebilir. Ama bilin, geçmişe anılarda takılı kalmak ve ona hak verme telaşı içinde anlıyorsunuz, kendinizi esasen affetmemek sizin geçmişte takılı kalmanıza sebep olan şey...
Kendinizi affedin önce, size hata yapana birçok kez güvenmek veya o hataya ortak olmak suçunuzdu evet; ama onun hata olduğunu öğrenebilmek için, o hata gerçekleşmeli ve dersinizi almanız gerekiyordu. Bir an önce geçmiş tercihlerinize de hak verin. Yanlış tercihlerinizin ardından doğruları öğrendiniz ve savunmanıza bir kalkan daha eklediniz, böyle düşünmeli imişiz meğer...
Geçmişe takılmayı geçip, ona hak vermeye odaklanın. O sizdiniz ama esas olarak şu an ondan gelen siz daha deneyimli ve donanımlısınız diyorum, size ve kendime! Salın gitsin, kötü enerjiler içinizde kalmasın. Sizi yıpratan her ne ise, hatırlayın-bilin ama şu ana etki etmesine izin vermeyin. Bu yazı en çok bana, benim deneyimlerimle; geçmişteki benin öğrendiklerinden, şimdiki bana...
Didemin Gözünden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder