Bazen insan, umudunu kaybeder gibi oluyor kendine karşı. Şükür olmadım öyle uzun zamandır. Ancak gün geliyor benim de aklımla savaşa girdiğim zamanlar oluyor bu aralar. Geçişlerde, yoğunlukta, kısıtlanmış ders çalışma zorunluluğum altında geçen dönemlerimde... Sevmiyorum engellenmeyi, özgür kılınamamayı...
Bazen akıl esir alıyor bizleri çünkü. Aklın sinir bozucu davrandığı zamanlar geliyor çatıyor. Ders çalışmak zorunda veya başka bir şeye odaklanmak zorunda iken, ilham gelip kafanızı çeliyor. İlham gelen tarafa dönseniz bile boş, asıl yapmanız gereken işe odaklanmanız gerek. Ben böyle zamanlarda nasıl savaşılacağını biraz da olsun buldum sanırım; Zor da olsa, dişimi sıkmak zorundayım...
İstediğim ne mi peki?
-Mesela, şu hayalini kurduğum kitabımı veya kitaplarımdan birini yazıp bitirmek. Ve sessiz sakin bir yerde arkama yaslanıp, kendi kitabımı okuma zevkine erişmek. (Ancak nerede... Bugünlerde derslere odaklanmış durumda; "Finallerim de iyi gelsin de, 1. dönemdeki şartlıları da atlatmış olayım, bu dönemdeki derslerimi de. Amin." derdindeyim. :) Yapabilir miyim? -Elbetteki yapabilirim... :)
İşte bu durumun 2 haftamı daha alacak olması, kitabım hayalini bir kez daha ertelemeye uğratıyor. Oysa ben, hayallerimin peşinde koşmak için delicesine heyecanlıyım. Ve derslerim peşinde iken, ne aklımı o yöne verebiliyordum bir süredir, ne de derslere. Ders çalışırken, aklıma yazmayı düşündüğüm herşeye bir giriş cümlesi geliyor. Ya da tam o yana dönmüş o giriş cümlesinden başlamış devam edecekken de yarım bıraktığım derslerim aklıma geliyor...
İkilemde bırakmaya devam ediyor aklım böyle çoğu zaman. Okulumu bırakmayı istemiyorum elbette ki, ama bir türlü dersle beraber de devam ettiremiyorum hayallerimin peşinde koşma eylemimi... Ve nereden bakarsam bakayım her iki durum da, hayallerime doğru bir yol çiziyor. Derslerime çalışmaz isem, ileride Sosyoloji alanında gerçekleştirmeyi umduğum hayalime ulaşamam. Bu açıdan okulu bırakmayı düşünmüyorum... Peki ya erteledikçe canımın sıkılma durumu, yaza ertelediğim ve erteleyip de şimdi inadına gelen birkaç ilhamı kovduğum ve ertelediğim gerçeği? Bir yandan notlar alıp bir yandan da derslere odaklanmaya çalışıyor oluşum sürüyor 1-2 haftadır da... Peki bu durum, beni her iki açıdan da başarılı kılabilecek mi?
Velhasıl bir sürü soru ile, aklım karışık halde günlerimi geçiriyorum. Birkaç hafta öncesinde umutsuzdum biraz. Ancak gerek iç sıkıntısı gerekse kendime verdiğim telkinlerle başarabildim diyebilirim. Ama o sıkıntıyla dersleri nasıl kolayladım bir ben bilirim... :) Şimdi hem bu dönemi başarılı final sonuçlarıyla geçirerek, kalan son 2 senemi daha rahat bitirebilirim diyorum; hem de kitap yazma hayalim adına şimdilik aklıma gelenleri not almalarım çerçevesinde gerisini yaza erteleyerek derslerin yoğunluğuna kapılmış gidiyorum... :)
Şu an; Yapabilirim diyorum ya, işte bu en güzeli. Kendime güven duymamamı, kabul edemiyor ve hazmedemiyorum çünkü...
Kısacası, yapabiliriz. Çözüm bulmaya, olumsuzluğa gitmemeye çalıştıkça hayallerimizin peşinden koşma gayretini olumlu sonuçlara ulaştırabiliriz. Ben kendime inanıyorum, Allahım bu inancı kaybettirmesin. Ve Allahım cümlemizi hayallerinin peşinde, hayırlısıyla da hayallerinin gerçekleşmesiyle mutlu kılsın dilerim... :)
Bu da böyle yazı oldu işte. Bir süredir yoktum, bu bloğu açtığımdan beri ülkemde kötü olaylarla dolu günler geçirmekteyiz... Allahım ülkeme ve insanlığa güzel günler nasip etsin inşallah... Temennim, ülkemin güzel günlere gitmesinden yana...
Yarınlar, dünlerden çok daha güzel olacak... :)
Sevgilerimle...
Not; Bilmeyenler için, Aöf İkinci Üniversite Sosyoloji öğrencisiyim 2 senedir. İlk Üniversitemi Balıkesir Üniversitesi'nde lisedeki bölümüm olan Dış Ticaret ile okudum, 2 senelik. Sevdiğim bir bölümdü yine. Ancak Psikoloji ve Sosyoloji bölümlerinden birini hep okumak istemiştim. O yüzden, Lisans Tamamlama ile kendi bölümümü tamamlamayı değil de, okumayı istediğim diğer bölümü tercih ettim... :)