25.12.2019 – 02:02
Son 2 yıldır kendimden gizli bir ben'in varlığıyla tanışıyorum her gün aslında ve tanıştığım kişi karşısında şaşkınlığa yürüyorum daima; bir gün iyiyse bir gün kötü anlamda..
Bundan tam 9 yıl önce, insanlar hep değişir diyen birine; ben değişmem, değişmeyeceğim derdim. Bu bana hakaret gibi geliyordu zira o zamanlar. Ama şimdi kendini geliştirmenin de değişim içerdiğini farkettim. Değişmek hep kötü yana ilerleyen bir mevzu değilmiş mesela.
Zamanında o biri
gelip de bana "İnsan daima kendini doğurabilir, yeter ki istesin!"
deseydi; ne diyor ki acaba? Diye düşünürdüm. Zaman işte, öğretiyor her şeyi.
Deneyimlemek bazen acı, bazen de tatlı; ama yaşananların her biri aslında
seçtiğin yönler doğrultusunda gerekli ve bu gerekliliği ancak yaşadıklarından
deneyim çıkardığında anlayabiliyorsun. Ne yazık ki insan, geliştiği noktaya
gelene dek sıkıntısını; sıkıntısı bittiğinde de gerekliliğini kavrıyor. Hayatın denklemi buymuş gibi...
**
16.12.2022 - 11:46
Birkaç hafta önce 2019'da yazdığım üstteki paragrafları okuduğumda, ne gibi bir olayın üzerine yazdığımı hatırlamıyordum. Ama şimdi hayal meyal hatırlıyorum, hayatımda bağıra bağıra bir şeyler değişiyordu ve ben bu değişimin öncesindeki zaman diliminde bir kabuğunu kırma sürecini yaşıyordum. Hani o bir şeyleri çok beklersiniz, olmaz olmaz da artık inancınızı sorgularsınız. Kötüdür ama artık olabileceğine inanıp da bir daha yanılmaya takatiniz yoktur. İşte o devredeydim. Şu anın temellerini atan zaman dilimlerini yaşarken yazmışım. Ne komik, şimdi de buraya dönmek üzere kullanıyorum; çünkü baya uzun bir süredir buraya dönemezken, nedenini de sorguluyordum. Şimdi öyle olması gerekiyordu diyebiliyorum...
Geride bıraktığım son iki senede her gün ama her gün yazsam, çok dolardı buralar ve de defterlerim. Ama yaşamaya ihtiyacım vardı o sıralar. İzlediğim, okuduğum, gördüğüm, cesaretlerimle adım atıp hayata atıldığım zaman dilimlerini sadece yaşamak istedim sanırım. İçinde iken o günlerin çok sıkıntı çektim ve şimdi başka bir sıkıntı çekerken farkediyorum; hem gerekliymiş hem de bana baya şey öğretiyormuş...
Şu an iki sene öncesiyle benzer hallerimin içerisinde ne anlatmak istediğimi kavrayabiliyorum. Çok şükür ki... İki sene öncesini geride bırakabildiğime de seviniyorum. :) Hal ve hareketlerime, gel gitli tavırlarıma; bir inanıp bir inanmayarak, "ya olmazsa yine? ya düzeltemezsek bu düzeni?" düşünceleri içerisinde çok asabi olduğumu hatırlıyorum.
Çok eleştiri almıştım çevremden; "şükürsüzlükle" bile suçlanmıştım, o an neden sabredemiyorum diye endişe ile kızmışlardı bana. Şu ev değişimimiz öncesindeki zaman diliminden bahsediyorum. Senelerdir 1 kat merdiven çıkarak asansöre ulaşabildiğimiz diğer evimiz bizi çok zorluyordu, ne o evden çıkıp başka yere oturabiliyor ne de başka ev alabiliyorduk... O zaman da buna inanıyordum, eleştiriler bana karşı çok haksızdı. Değişimimi de, sakinlemiş şu anki halimle duygularımı kontrol edebilmek olarak tamamlamışım gördüğünüz üzere...
Şimdi gelelim tüm bu geçmiş bugün karmaşasından neden bahsettiğime;
Zamanıdır demek istiyorum, çünkü başka hiçbir zaman diliminde buraya dönüşümü belli ki kaldıramayacaktım. Çok katıydım, çok dağılmıştım ve zaman içerisinde toparlandım aştım ve de daha fazlasıyla devam ediyorum. Böyle görüyorum; Buraya dönmememin de, şu anki sakinliğime gelene kadar yaşadığım gel-gitleri de yaşamalıydım...
Kendi üzerimden birkaç lakırdı ederek dönüşümü tamamlıyorum, gözlemlediğim üzere anlatılası çok şey biriktirdim yine. Sizlere bir kabullenmişlik cümleleri olarak söylüyorum bunları. Sizin de çok isteyip de yapamadığınız bir türlü olduramadığınız bir şey varsa eğer şu sözlerimi umarım dikkate alırsınız; kızgınlığınızı endişenizi ve kafa karışıklığınızı kimseye zarar vermedikçe doyasıya yaşayın. Eğer o günleri o karmaşıklığı yaşamaz iseniz, devam etmekte ve yol almakta çok zorlanıyorsunuz.
İlk zamanlar bahsettiğim eleştiriler sebebiyle çok durdurdum içimdeki garip hisleri. Ama ben bastırdıkça onlar başka yerden patlak verdi; gereksiz yerde alınganlık etmeler, sinirini bir türlü bastıramamalar. Yani neyi zamanında yaşamazsanız, onu yaşamadınız için geri kalan her şeyi yok sayarak ona odaklanmanızı gerekli kılıyor hayat...
Şimdi tüm bu geçmişi ve bugünü birkaç paragrafla mı hatırladın derseniz eğer, bence bugünle bağdaşıyor.
Hayatımda birkaç aydır yer alan kişilerle değişim evrenini yaşıyoruz. Onlar hayatlarına başka şekilde devam ediyor, ben de onların gittiklerini kabullenmeye çalışıyorum. İş hayatım hayalini bile kuramadığımı anladığım şekilde bana yetiyor ve de beni mutlu ediyor. Ama gel gelelim değişime çok müsait bir yapısı var. Sözleşmeler yok benim işimde, ekibimize katılan kişiler ne zaman gider ne zaman yol değiştirir veya ne kadar çalışır; kişilere bağlı tüm süreçler. Kendisine uygun olmayan durumları hayatlarından çıkarmak herkesin hakkı, ama benim istemediğim şekilde işlemiyor süreçlerimiz. Sabredemiyorum gibi hissediyorum bu ara, ne olacağını kestirememek hoşuma gitmiyor. (Gerçi son 4 gündür toparlanmış durumdayım, bunları da kabul ettim. Kabul edemediğim tek nokta, dürüst olamayanlardan yana!)
Kişilerin sözleri ile tavırları birbirini tutmayınca, çok rahatsız hissediyorum kendimi... İki sene önce de, olmasını istediğimle olması gerekenin işleyiş süreci aynı bu şekilde yavaş ve de belirsiz idi. Orada da uğraşlar vardı ama insanlar ben kadar uğraşmıyor gibi geliyordu veya istemiyor gibi (öyle değildi oysa)... Şimdi için ise yine çok şükür kendimin ne istediğinden ve nasıl hareket etmem gerektiğinden çok eminim, ama değiştiremediğim durumlar için kontrol edemiyor olmaktan ötürü "beklemekten yana" biraz kendimi son 4 gün öncesinde çok strese soktum. Ama şimdi yine toparlanıyorum...
Velhasıl; Başlık o sebepten "Bir geçmiş bir bugün, hepsi bir bütün!" oldu. Geçmişte yaşananlarla şimdide yaşananlar birebir değilse de benzer şekilde işliyor. Bugünün de sıkıntıları çok yerinde, olması gereken ve benim çok şey öğrenmem gereken boyutta! Ama netlik yok bazı insanlara bağlı şekilde. Birkaç haftadır uykusuz gecelerim, ancak sabaha karşı uyuyabiliyorum. İçinden çıkamazmışım gibi hissetmiyorum ama biraz zorlanıyorum bu ay. Oldurmak için uğraştığım şeyler ve planlarım beklemediğim durumlarla sonuçlanıyor. Sonuç olarak bu da geçip gidecek ama stresi sıkıntısı şu an daha yüzeyde ve bu sefer doya doya bu sıkıntıyı da yaşamaya çalışıyorum.
Bu bloğa dönmeye ihtiyacım çok var, benden bağımsız gelişen insanların ve de durumların gözüme çarpan yanlarını yazmak çok istiyorum yeniden! Çok biriktirdim dedim ya, o sebepten bu dönüş yazısı olsun; kendi gözümden kendi durumumun tespiti niteliğinde. En kısa zamanda da bahsettiğim birikenlerden başlayacağım inceleme yazılarıma...
Şimdiki hedefim haftada en az iki yazı yazabilme seviyesine gelmek. Birkaç haftaya haftada bir olur belki ama sonrası mutlaka iki olsun bir an önce diye uğraşacağım... Didem'in Gözünden okuyucuları var mıdır oralarda bir yerde bilmiyorum, ama yeniden o okuyucuları buraya toplamayı başarabilirim umarım. Bunu gönülden istiyorum... Şu an bu yazıyı okuyan kişi, iyi ki varsın. Sevgiler... :)