ÇGHB 2; Bomba gibi geri döndü
Geçtiğimiz pazar dokuzuncu bölümünü yayınlayan ve benim yayınlandığı gün izleyemesem bile haftaiçi günlerinden birinde mutlaka her bölümünü şu zamana dek izlemeye çalıştığım bir program oldu şu sıralar; Çok Güzel Hareketler Bunlar 2... :) İlk sezonun tadını bulamaz, ilkler hep ayrıdır diyenlere rağmen birçoğumuzun gönlünü kazandı yeniden BKM ekibi...
Bu sezonun mottosu "İzleyerek seviyoruz.", nihayetinde izlemeden ve şans vermeden bilemeyiz ki; güzel mi değil mi?! Ben de böyle şans verdim ve "izleyerek sevdim"... Öncelikle şans vereceğim dedim, ki çok severim "komedi yapımlarını ve güldürmeyi amaç edinerek, gerçekten öğrenen ve öğrenirken de öğretip düşündüren yapımları"... Benim için BKM bu kategoride şu an, alanında neredeyse tek kalmış durumda ve rakiplerine de gözdağı verebilecek klasmanda. Dilerim ki çok güldürsünler ve çok izlensinler; gülmeye ciddi anlamda ihtiyacımız var, güldüren kişiler olmaya da bence onların bile ihtiyacı var... :)
ÇGHB2 ekibinden, en sevdiklerim bile belli oldu bu yeni süreçte benim; Atakan, Evliya ve Safa, en sevdiğim üçlü mesela, sonra Hamza ve Safa en iyi komedyenler bence kadro içinde, kadın oyunculardan ise en beğendiğim "komedi veya drama komedide en iyisi "Ezgi Yürekoğlu" bence...
Yeri gelmişken, Ezgi Yürekoğlu'nun hem güldürdüğü hem de hüzünlendirdiği bir skeçi paylaşmak istiyorum burada; skeç ilk bölümden ve adı "Adım Taner". Bu skeçteki 4 kişinin öncelikli olarak yürüyüp gideceklerden olduğunu düşünüyorum ve kadın oyunculardan Ezgi Yürekoğlu ve Cemile Canyurt, kadronun en iyi kadın oyuncuları olarak başı çekiyorlar... :)
Kadroya gelince, hiçbirini ayıramadım birbirinden; çünkü içeriğinde beni en az güldüren 5-6 kişi var, gerisi çok sağlam bence... ÇGHB2 oyuncu kadrosu; Atakan Çelik, Ayşegül Yılmaz, Batuhan Soyaslan, Begüm Çağla Taşkın, Cemile Canyurt, Cihan Talay, Ecem Sena Bayır, Eda Nur Hancı, Engin Demircioğlu, Evliya Aykan, Ezgi Yürekoğlu, Fatih Öztürk, Fatma Tezcan, Gözde Şencan, Gürhan Altundaşar, Hamza Yazıcı, Hilmi Deler, Mert Pıhlıs, Ozan Yiğit, Safa Sarı, Sema Özkan, Yasin Çam...
Bir de Altyapı kadroları var efendim, benim bu alt kadrodan en çok sevdiğim iki oyuncu var ve biliyorum ki herkes bu ikiliyi çok seviyor aslında; ve "Semtsel Dönüşüm" adlı skeçleri efsane oluyor bu kişilerin değil mi?
En sevdiğim iki devamlı skeç konuları var bir de, son olarak onlara değinmeli; biri "Mahalle Katkısı", diğeri de "Açın Kapıyı"... Yani benim için şu sıra en sevdiğim program ÇGHB2 programı ama gel gelelim elbet benim de sevemediğim skeçleri oluyor tüm programlarda, ama anlattığım kadarıyla o kadar fazla elle tutulur yanları var ki; yolları açık olur inşallah.... :)
Bir Aile Hikayesi ve Hercai; 2019'da en sevdiğim iki dizi oldu!
Gelelim 2019'un en güzel dizilerine, tabii bana göre böyle ama gerçek anlamda da izleyici kitlesinin giderek arttığını gördüğüm iki dizi var şu son haftalarda; Hercai ve Bir Aile Hikayesi... Bu yazıyı yazarken net olarak farkettim, Cuma Hercai, Cumartesi Bir Aile Hikayesi, Pazar günü de ÇGHB2 var. Takip etmeyi tercih ettiğim dizi ve programlar bunlar şu aralar. :)
Türk dizi sektörümüzde çalışan senarist ve de yapımcılara her defasında her platformdan bas bas bağırıyor ve yetmedi yayın organlarına da geri bildirimler atıyoruz, "klişe dizi senaryolarınızdan çok sıkıldık!" diye ama değişmiyor. Şu sıra bu iki dizi ve İstanbullu Gelin haricinde, her dizinin mafyası ve entrikası bol; sevenleri ölümüne klişeler ve gurursuzluklarla dolu seviyor sevdiğini nedense, başka türlüsü mümkün değilmiş gibi! :)
Çok iddialı konuşuyorum; şu üstteki cümlelerime haksızsın diyecek olan varsa, objektif bakamıyordur bana kalırsa, dizi sektörümüzde bocalamalarımızın yaşandığı dönemdeyiz. Asmalı Konak, Yabancı Damat, İkinci Bahar, Binbir Gece, Muhteşem Yüzyıl, Aramızda Kalsın, Ezel, Aşk Yeniden gibi kaliteli dizilerden geldik; mafyasız ve de gerçek dostluğu ve aile olmanın önemini bir türlü anlatamayan türlü türlü dizileri izliyoruz şimdilerde. Bence bu bizim sektörümüz değil... Kalitenin her dizide arttığını görebilmek isterdim ama şimdilerde ya mafyasız ya da takıntılı kadın veya erkek aşıksız dizi olmazmış gibi görülüyor Türk dizi sektörü!
Hercai;
Sümeyye Ezel isimli yazarımızın kitabından esinlenerek senaryosu yazılmış bir dizi şimdilerde, Atv'de yayınlanıyor ve oyuncu kadrosuyla da çekildiği bölgenin güzelliğiyle de izleniyor bizim evde de... Çok dizi izliyoruz biz ailecek, haftanın her günü bir Türk dizisi izliyoruz ve abartısız böyle her birimizin evinde durum... Ben bu dizide açıkçası Asmalı Konak havasını gördüğüm için takip ediyorum aslında. Birbirine hem uzak hem de yakın olmaya uğraşan aşıkların, ailelerinin geçmişlerinde yaşadığı düşmanlığın günümüze yansıması şeklinde; aslında yine bir klişe ama işlenişi açısından güzel bir dizi bana göre...
Beni umarım anlamışsınızdır. Hercai dizisinde Reyyan diyor ki kendisini en derinden yaralayan Miran’a, “Ben o eli bir kez tuttum ve ne olduğunu gördüm, bir daha aynı şekilde tutamam!” İşte aynı kişiye aynı şekilde güvenebilmek her sefer için ne yazık ki mümkün değil, insanlar aslında böyle mutsuz oluyor diye düşünüyorum. Örnek alınması gereken “herkese, hep daha fazla ve daha incitici derecede güvenmek gerektiği” fikri değil de; kendimize sonucunda, “denedim ama yanılmayı göze almıştım” fikriyle bakabilmeyi öğretmeli dizi senaristleri. Bana kalırsa en doğrusu bu… :)
Bir Aile Hikayesi’ne gelince;
2019’un en güzel aile hikayelerinden biri bana göre, evet onun da entrikası var ama biz aile draması izlemeyi seven bireyleriz Türkler olarak bence. Yeter ki işin içine mafyayı, fesatı, bitmek tükenmek bilmeyen entrikalarını sokmayın. Türk dizilerinde izlemekten bıktığım unsurlar oldu bunlar zira… Bir vatandaşın haklı isyanı değil midir sizce de bu? İnternette de benim gibileri okuduğum için, çoğunluğun düşünceleri olduğunu biliyorum bu konuların… Dileyelim düzelsin zamanla, sesimize yanıt versinler…